Not: (Kapak fotoğrafı için çok beyaz atlı şövalyem Eylül Bilge’ye teşekkürler.)
Black Widow: Daima Kızıl, 13 Ekim 2015 yılında Margaret Stohl tarafından Black Widow: Forever Red adıyla çıktı. Ülkemizde ise yaklaşık bir yıl önce, Beta Kitap tarafından Eylül 2017’de çevrildi.
Kitaba geçen yılki fuarda güzel bir tesadüf eseri denk geldim ve tabii ki de kitabı havada kaptım. Daima Kızıl’ı Mart ayında bitirdim ve çok sorumluluk sahibi bir insan olduğumdan (!) kitabın yorumunu/değerlendirmesini ağustos ayının ortasında yazıyorum…
Ava Orlava, Ivan Somodorov’un kızlarından ve Red Room’un kurbanlarından biri. Ivan ve ekibini çökertmek için yapılan bir S.H.I.E.L.D. operasyonunda Ava ve Nathasha’nın yolları kesişiyor. Nat Ava’yı kurtardığını sanıyor fakat Natasha olayların gerçek yüzünü ancak sekiz yıl sonra, Ava ile yolları bir kez daha kesiştiğinde öğreniyor.
Daima Kızıl, teknik olarak Margaret Stohl’dan okuduğum ilk kitap. Daha önce Muhteşem Yaratıklar serisini okumuştum fakat yazar o seriyi Kami Garcia ile beraber yazmıştı. Yazarı pek tanımadığımdan dolayı kitaba başlarken Daima Kızıl’ı sevip sevmeyeceğimden pek emin değilim ama neyse ki boşuna evhamlanmışım çünkü kitabı beğendim.
Her ne kadar kitabın başında kocaman Black Widow yazsa da Daima Kızıl, solo bir Black Widow hikayesi anlatmıyor. Bu hikayenin üç öznesi var; Ava, Alex ve Natasha. Kitabın başlarında bu durum benim için aşırı derecede çekilmezdi. Sonuç olarak ben kitabı tanımadığım iki veledin maceralarını okuyayım diye almadım ve kitapta asıl görmek istediğim karakter romanın sadece 1/3’ünü kaplıyor ama kitabı okudukça ve tabii ki Ava’nın küçük Romanoffvari tavırlarını gördükçe karaktere bir ısınasım geldi. Kabul ediyorum, Alex ve Ava beni kitap boyunca zaman çileden çıkardı. Yine de kendileriyle bir şekilde anlaşmayı başardık.
(Bir yanım hala bu romanın solo bir Natasha macerası olmasını istiyor.)
Margaret Stohl teşekkür kısmında –bu arada çok güzel bir teşekkür yazısı yazmış. Nedensizce çok hoşuma gitti ve belirtmek istedim-; kitabı yazarken Black Widow olarak Scarlett Johansson’ı düşündüğünü ve biraz da onun Natasha’sını esas aldığını yazmış. Sanırım artık bütün dünya Scarlett ile Nathasha’yı bir bütün olarak kabul etmiş durumda ama ben yazarın özellikle bundan uzak durmasını isterdim. Sonuç olarak kitaptaki karakter çizgi romandakinin romana yansımış hali, filmdekinin değil ki. Daima Kızıl’ı ve kitabın yansıttığı Natasha’yı buna rağmen sevdim çünkü Scarlett Johansson ve yazar ekibi Black Widow’u beyaz perdeye taşırken harika bir iş çıkartıyor.
Alex Manor –Ava’nın rüyalarının erkeği, cidden- birazcık kitabın sürpriz elementi aslında. Kitaba başından dahil olsa da kendisini Ava’dan da az tanıyor ve kitap boyunca onun gizemini çözmeye çalışıyoruz. Bana kalırsa kendisi kitabın en zayıf halkasıydı ve sanırım yazar da böyle düşünüyor. Bir röportajında karakteri yazarken bazı kuşkularının olduğunu ve “ilk görüşte aşk” olayının biraz havada kalabileceğini ve bu durumunda karaktere büyük ölçüde zarar verebileceğini söylemiş. Karakterdeki tek sorun bu muydu derseniz cevabım hayır olur ama sanırım, en temel sorun buydu çünkü bu olay Alex’e ısınmamızı zorlaştırdı. Yine de Daima Kızıl, bir “genç-yetişkin” kitabı olduğundan karakter genel olarak ortalamanın üzerinde.
(Yine de bu bir “Black Widow” romanı ve insan ister istemez daha fazlasını bekliyor.)
“Büyük ihtimalle patlama sırasında saplanmıştır.” Ava da Alex’in yanına diz çöktü ve tek eliyle feneri tutarken diğer eliyle de cebinden bir sustalı bıçak çıkarttı.
Alex, Ava’ya baktı. “Nesin sen, James Bond falan mı?”
Ava omuz silkti. “Bazı çocuklar plastik midilli oyuncakları biriktirir. Benim de eski S.H.I.E.L.D. çöplerinden oluşan bir koleksiyonum var.”
Ava Orlova –aka Red Widow- sanırım Natasha’nın sahne ışıklarını çalmayı başarabilmiş tek karakter. O da Nat gibi hafif arızalı, daima “huysuz” ve her zaman tetikte. Kabul ediyorum başta kendisini pek sevemedim ama alıştıkça bir sempatik gelmeye başladı. Yazarın Ava ile yapmak istediği şey bir Black Widow Jr. yaratmak ve bunu da başarılı bir şekilde yapmış. Hem tıpatıp aynı hem de olabildiğince farklı iki karakteri okumak eğlenceli oldu. (Evet, tezatları severim.)
Karakterler arasındaki ilişki de gayet güzel kurulmuştu. Alex, Ava ve Nat ile anında bağ kurması bakımından ilk başta birazcık havada kaldı ama meğerse yazar bunu bilerek yapmış çünkü Alex’in gizemi ta buraya kadar geliyormuş. Güzel, güzel… Ava ve Natasha ikilisi harika bir uyum yakalamış. İkinci kitapta bu ikilinin maceralarını okumak için çok hevesliyim. Bence ikinci kitap çok büyük bir potansiyel vaat ediyor.
Alex dışında kitabın diğer sürpriz unsurları Ajan Coulson ve Tony Stark beyefendiler oldu. Coulson’ı görmeyi bekliyordum ama ben yanında Hawkeye’ı hiç olmadı Mockingbird’ü –kendisini de pek bir severim.- falan görürüz diye düşünmüştüm. Hem Stark hem de Coulson kitaba harikulade bir hava katmışlar. Sanırım kitapla ilgili sevdiğim şeylerden biri de bu iki karakteri öylesine değil de ciddi ciddi hikayenin vazgeçilmez bir unsuru olarak görmek oldu. Margaret Stohl’un iki karakteri de iyi yansıttığını düşünüyorum. Tabii Coulson’a sadece işin komik kısımlarını paslamış ama olsun.
“Yeter!” diye bağıdı Romanoff. “Etrafınıza bir bakın. Askeri nakliye uçağındasınız. Kimse kimseyle flört etmiyor. S.H.I.E.L.D., çöpçatanlık hizmeti veren bir kurum değil.”
“Şey…” diye söze başladı Coulson, “teknik olarak onayladığımız bir şey değil ama doğrusunu söylemek gerekirse…”
Kitabı okuyup da Tony Stark’a doyamayanlar için kısa bir not; Eoin Colfer 2016 yılında Iron Man: The Gauntlet adında bir kitap yazdı ve kitap Iron Man: Duello adında yine geçtiğimiz yıl Beta Kitap tarafından çevrildi. Ben daha okuyamdım ama kitabın yazarından güzel bir iş bekliyorum.
“Hadi ama, Sakın bana o belgeseli izlemediğini söyleme.” Arkalarında dikilmekte olan Alex, konuşmaya başladı. “Tony Stark: Demir Irade? Orijinal Amerikan optimisti.”
“Evet. Aynen dediğin gibi.” Tony, kaynak makinesinin ucunu kaldırırken gülümsüyordu.
“Aslında orijinal olan o değil,” dedi Natasha. “Doğrusu, Rogers olmalı. Hem de elli sene farkla.”
Kitabın genel havası eğlenceliyli –düzeltme, çok eğlenceliydi-. Daima Kızıl aynı anda hem ciddi hem de komik olmayı başarmış. Yazarın üslubu beklediğimden iyiydi fakat yine de yer yer “bu biraz gereksiz olmuş.” Dediğim yerler oldu. Her ne kadar kitabın olumsuz yanları olumlu olanlardan daha çok öne çıkıyor gibi görünse de öyle değil. Ben bu kitabı sevdim ve eminim ki Black Widow’u Marvel filmlerinden tanıyanlar Daima Kızıl’ı benden daha çok sevecektir. Sadece, kitaba çizgi roman cephesinden bakınca bu kitap bir uyarlama ve her uyarlama gibi kusursuz değil.
Bu kitap Alex, Ava ve tabii ki milyon yıldır bir solo filmi çıkmayan Natasha Romanoff’un ilk macerasıydı ama daha çok süper kahraman filmlerinin ilk yarısı gibiydi. Hani şu karakterin neden ve nasıl kahraman olduğunu öğrendiğimiz yarım saat- kırk beş dakikalık kısımdan bahsediyorum. Daima Kızıl’ın devam kitabında da karakterin kahraman olduğu ve elle tutulur bir maceraya atılacağı kısım olacağını düşünüyorum.
(Aslında kitap bir bağlamda da Black Widow’un MCU’daki boşluğunu doldurmak amacıyla yazılmış gibi oldu. Eğer kitaba bu yönden bakarsak gayet başarılı. Ava üzerinden bile olsa Nat’in Red Room’a ve Ivan’a karşı olan karmaşık hislerini rahatlıkla görebiliyoruz.)
Serinin ikinci kitabı Black Widow: Red Vengeance yurt dışında 11 Ekim 2016’da çıktı fakat henüz çevrilmedi. Nasıl, Daima Kızıl’ı ilk alanlardan biri bensem eminim ki aynı şekilde Red Vengeance’sı da koşa koşa gidip alacağım.
[wp-review id=”17774″] Türü : Macera – Aksiyon Orijinal Adı : Black Widow: Forever Red Yayınevi : Beta Kitap Çıkış Tarihi : Kasım – 2017 Sayfa Sayısı : 438 Fiyatı : 27,50 TL SATIN AL |
Büyük heyecanla beklenen The Batman filmi için "The Bat and The Cat" adında yepyeni bir…
Rockstar Games , Grand Theft Auto: The Trilogy – The Definitive Edition'ın yakında piyasaya sürüleceğini…
The Sandman dizisinden ilk fragmanı yayınlandı. Neil Gaiman’ın popüler çizgi roman serisinden uyarlanan diziye ilk…
Robert Jordan'ın epik fantastik roman serisi Zaman Çarkı (The Wheel of Time) Amazon'un yapımcılığı ile…
Yenilenen grafikleriyle Diablo 2: Resurrected oyunundan muhteşem bir fragman yayınlandı. Ayrıca artık bir çıkış tarihi…
Tarihin en başarılı manga serilerinden Berserk'ün mangakası Kentaro Miura vefat etti.